Valilerimize Mesaj

İsterseniz Başarırsınız


Valiler, şehirlerimiz, ilçelerimiz, beldelerimiz, köylerimiz ve mahallelerimiz gibi bir ulusun yerel birimlerinin her yönüyle anayasa koyucularıdır. Bölgelerindeki tüm kamu çalışanlarını denetlerler, idari görevleri yerine getirirler ve yönettikleri bölgenin ana temsilcisi olarak tüm işlevleri görürler. Bölgelerindeki yerel yönetimleri düzenler ve onlara liderlik yaparlar.

Pendemi süreci sonrası süreçleri yeniden tasarlamak…

COVID-19 salgını boyunca tüm valilerimiz bölgelerindeki ihtiyaçlara göre devlet yönetimimizin aldıkları kararları uyguladılar. Devletimiz misyonu gereği olabildiğince veri odaklı bir yaklaşımla birlikte çalışarak; en savunmasızları korumak, hastane ve sağlık kapasitesini korumak, okullarımızı ve ekonomimizi açık tutmak için kişisel sorumluluğa ve dengeli bir yaklaşıma önem vermiştir. Artık güvenli ve etkili aşıların yaygın olarak bulunması ve uygulanmanın hızla yaygınlaştırılması ile birlikte tünelin sonundaki ışığı görebiliriz. Ülkemiz dünyadaki aşı uygulama planlamasında dünyanın başarılı ülkeleri arasında yer alıyor. Öncelikle aşıları üreterek insanları ve dünyadaki yaşamı koruyan başta bilim insanları olmak üzere; toplumlarını korumak için aşı tedariki ve uygulanmasında emek harcayan herkese insanlık minnettardır.

Bölgesel yönetim kararlarını harekete geçirmeliyiz…

Valinin toplum ve ekonomik kalkınmaya yaklaşımı, her bölgenin kendine özgü ihtiyaçlarını ve öncelikleri belirlemek, sorunları çözmek ve projeleri gerçekleştirmek için fırsatları değerlendirmek için yerel olarak çalışmanın önemini kabul eder. Pandemi süreci dünyada birçok değerlerin ve gerçekliklerin tekrar gözden geçirilerek yeni bir dünya planlamasının da vazgeçilmezliğini ortaya koymuştur. Ülkemiz her ne kadar aşılanma sürecinde dünyanın öncü ülkelerinden olsa da pandemi sürecinin doğurduğu bazı küresel gerçeklerden en çok etkilenen ülkeler arasındadır ve ülkemiz bu krizin doğurduğu zorlukları nasıl kalkınma hamlesine dönüştüreceğini masaya yatırmalıdır.

Türkiye için kaçınılmaz 6 başlık…

Pandemi sürecinin ortaya koyduğu en önemli sonuçlara göre; sağlığın, besin kaynaklarının, suyun, solunan havanın temizliği, çevre kirliliğinin azaltılması, beyin ve iş gücünü destekleyen eğitimin kaçınılmaz en önemli ihtiyaçlar olduğudur. Dünyanın en önemli beş ihtiyacı olarak karşımıza çıkan bu hususlara göre devletimiz ve yerel yönetimlerimiz bazı merkezi ve yerel kararları alarak hızla uygulamaya koymak durumundadır. Bu altı temel ihtiyaç dünya var olduğu sürece kaçınılmazdır. Bu 6 başlıkta bölgesel farklılıklar dikkate alınarak yapılacak yerel çalışmalarla bölgesel kalkınmayı merkezinde tutan; verimliliği yüksek, kamu kaynaklarını israf etmeyen, sürdürülebilir faaliyetlerin üretilmesi kaçınılmazdır.

Köylerimize geri dönmeliyiz…

Ülkemizde en büyük sorunlardan birisi köylerden kentlere göçün hızla artması ile köylerdeki nüfusun giderek yok olması ve buna bağlı olarakta köylerdeki katma değeri yüksek tarım-hayvancılık olanaklarının değerlendirilememesidir. Maalesef yerel yöneticilerimiz 2-4 yıllık hizmet süreçlerinde bölgelerindeki birçok yaşam bölgesine gitmemektedir, o bölgelerde ki insanlar ile yerel değerlendirmeleri yapmamaktadırlar. Dolayısıyla da kırsal kesimlerde çözüm bekleyen birçok sorun ele alınamadığı gibi, fırsata döndürülebilecek bir çok avantajda uyumaya terk edilmektedir.

Yerel yöneticilerimiz fikirlere öncülük edebilirler…

Valilerimiz, kaymakamlarımız, belediye başkanlarımız yerel kalkınmadaki tüm konuların öncüleri, liderleri, fikir geliştiricileri olabilirler. Ankara’dan Türkiye’nin her bir noktasını görmek ve faaliyet üretmek ne kadar zorsa; yerinde görülebilecek sorunlara ve fırsatlara karşı bölgedeki dinamikleri de kullanarak kapsayıcı politikalar üretmek o kadar kolaydır.

Coğrafyamızın zenginliği kadar vizyonumuz da zengin olsa…

Türkiye coğrafyası doğal kaynaklar olarak çok zengin bir çeşitliliğe sahiptir. Bugün dünyanın en gelişmiş ülkelerine baktığımız bu ülkelerde yukarıda saydığımız 6 başlığın çok önemsendiğini, bu ülkelerdeki tarım ve gıda kaynaklarının her zaman ülke ihtiyaçlarının çok üzerinde üretim sağlayabildiği, birkaç şehre odaklanan sanayi ve yaşam yerine kırsal kesimlere odaklanan bir yaşam ve üretim planlamasının gerçekleştirildiği görülebilir. Bugün 8-10 haneli köyler yerine daha yoğun yaşam alanı haline geldiği köylere yönelmek kamu hizmetlerinin geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve kamu finansmanının israfının önlenmesi açısından çok önemlidir. Tarım ve hayvancılık ekonomisinin geliştirilmesi ülkemizde kaçınılmazdır, ülkemizin hiçbir tarım ve gıda ürününü ithal etme ihtiyacı yoktur ve bu ithalatın teşvik yerine iç üretimi teşvik eden iş modellerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Köylünün ürünlerinin katma değerini artırmak için kooperatifleşme modelleri, herkesin bir traktör veya iş makinası almak yerine bu kooperatiflerin alacakları makinalar ile bölgedeki tüm üretim alanlarına hizmetin verilebilesi, böylece kazanımların göreceli olarak artırılması mümkündür.

Valilerimizden öncülük beklentisi…

Valiliklerimizden beklenecek en önemli adım bölgelerinde zaman zaman yapılacak çalıştaylar ile gelişime yönelik analizler ve değerlendirmelerden hareket sağlayacak sonuçlara gitmek, katılımcılık ve böylece kapsayıcılığı sağlayacak projelere öncülük etmektir. Örnek olarak hayvancılık ile uğraşan bir bölgedeki köylünün nitelikli damızlık hayvan üretimi ile ulusal veya küresel hayvancılığa damızlık temini, hayvanlarının sütlerini işleyecek engtegre tesisler kurarak bu tesislerde hayvan sütlerinden dayanıklılığı, lojistiği güvenli ürünler ile birim fiyatı yüksek yöresel lezzetler elde etmek, ülke için ve ihracatı hedeflemek gibi vizyonlara valilerimiz öncülük edebilirler. Bugün Hollanda hayvancılıkta dünyaya embriyo ve damızlık hayvan üretiminde öncüdür ve bu değerli üretimin yan çıktısı olan sütten peynir, tereyağı, dondurma gibi tüketime hazır gıdalar elde ederek dünya markalarını yaratmayı başarmışlardır. Bu örnekler bölgesel avantajlara göre çeşitlendirilebilir ve bu fikirleri üretecek o bölgeden veya ülkemizde yetişmiş düşünce kapasitemiz fazlasıyla mevcuttur.

Sosyal girişimcilik şart…

Diğer bir husus ise insan, çevre, hayvan, yaşam, doğa ile iyilik, duyarlılık ve rollerimiz gibi dünya kaynaklarını koruyacak, geliştirecek, yeri geldiğinde bireysel toplumsal, kamusal rolleri tetikleyecek sosyal girişimciliğin ülkemizde son derece düşük olmasıdır. Gelişmişliğin ve dünyaya karşı rollerimizin bir göstergesi olarak ta kabul edilen sosyal girişimcilik için de yerel yöneticilerin öncülükleri şarttır. Azda olsa gerçekleştirilen sosyal girişimcilik adımlarında ise en büyük sorun konuların ve içeriklerin içselleştirilmemesi ve dolayısıyla sürdürülememesi nedeniyle sosyal faaliyetler sadece sosyal medya fotoğrafı olarak kalmaktadır ve tüm emekler, harcamalar, umutlar boşa gitmektedir.

Yapabileceklerimiz fikirlerimizle sınırsızdır…

Yerel yöneticilerimiz yukarıda ifade dilen 6 ana başlık başta olmak üzere birçok komiteler kurarak, bu komitelere bölgedeki yaşayanlar başta olmak üzere kamu, özel, akademi, STK gibi kuruluşları da katarak bölgesel ilerleme alanlarını keşfedebilir ve bu keşiflerden belirleyeceklerini ise harekete geçirmek konusunda adımlar atabilir. Tüm devletlerde olduğu gibi bizim devletimizin de kaynakları kısıtlıdır, limitlidir. Ancak insanların imkanları, networkleri, fikirlerinin sağlayacağı sınırsız çözüm unsurları bölgesel kalkınmada kamu finansmanını bekleyip hizmet üretmekten daha değerlidir. Toplum temelli stratejiler her zaman bölgesel kalkınmalara öncülük edebilir, burada sadece liderlik öncülüğünde şeffaflık, eşitlik, korumak, paylaşmak, işbirliği gibi etiklere ihtiyaç vardır.

Her şehre bir küresel markayı taşımak…

Toplum temelli katılımcılık ve işbirliği yaklaşımları iş dünyası, yatırımcılar, küresel kaynaklar açısından da çok değerlidir. Dünyaya baktığımızda çeşitli ülkelerde ülkemiz için başarı hikayeleri yazılabilecek çeşitli alanlar ve uygulamalar söz konusudur. Her ilimize yenilik ve değer yaratacak bir küresel şirketi getirmeye odaklansak ülkemiz kaynaklarını çok iyi dünya için bir fırsata çevirebilir.

Yerel yöneticilerimize çağrı…

Dünyaya hizmet eden birçok küresel şirkette, birçok ülkede ülkemizde yetişen insanlarımız önemli görevleri icra etmektedirler. Bu insanlar ülkemizde yetiştiler ve bu insanlardan ülkemiz her zaman faydalanabilir ve bu değerli düşünürlerimizin vizyonlarından proje geliştirme hedefleri oluşturulabilir. Bu insanlarımızı ülkemizdeki gelişimi ve değişimi desteklemek üzere bilgilerinden, deneyimlerinden, işbirliklerinden faydalanabiliriz. Biontech aşısını keşfeden iki bilim insanı Almanya’da bu başarıya imza attılar ve bu iki insanda Türk vatandaşı. Yaşlanma ve kanser ile ilgili Amerika’da çalışmalarını sürdüren ve Nobel ödülü alan Türk vatandaşımız Prof. Dr. Aziz Sancar ve buna benzer birçok örnek insanımız dünyada var. Bu insanlarımızı da onurlandıracak organizasyonlarla ülkemize değer katabiliriz, bölgesel kalkınmamızı taçlandırabiliriz. Valilerimize çağrımız lütfen bölgenizdeki inovasyona öncülük edin, kültür ve sanat geleneklerimizin sürdürülmesiyle nesilden nesile aktarılmasına yardım edin, insanları ve kuruluşları güçlendirin, onların yaşamlarını iyileştirin, bölgenizdeki başarıya ilham verin.

Hepimiz hizmetlerimiz kadarız…

Ülkemizde doğan, yetişen yaşayan tüm insanlarımızın ülkemize, milletimize ve insanlığa bir vefa borcu var. Çünkü bu topraklarda, insanlarımızın emekleri ve devletimizin imanları ile bizler yetiştik, yetiştirildik. Şuan birçok kamu kuruluşuna karşılıksız olarak tamamen insani sorumluluk çerçevesinde yukarıda bahsettiğimiz hususlarda yardım ediyoruz ve gelen taleplere göre imkanlarımız ölçüsünde de yardımlarımızı sürdüreceğiz.

Test

Form Gönderimi

Tamam